SULANDIRMA GAYRETLERİ
Ülke güvenliği açısından ciddi tehlike arz eden Fetö konusunda toplumun önemli bir kesiminin duyarsız davrandıkları, yaşananları hafife aldıkları görülmektedir.
Oysa Türkiye, uzun bir süreden beri ve daha uzun süreceğe de benzeyen bir kurtuluş savaşı vermektedir.
Bu savaşı kaybedersek Suriye’ye benzer bir tehlikenin başımıza gelebileceği aşikârdır. Darbeciler ve arkasındaki güçler, 15 Temmuz gecesi amaçlarına ulaşabilselerdi, Türkiye’nin bugün nasıl bir durumda olabileceğini düşünmenizi öneriyorum.
Konuştuğumuz, farklı ortamlarda dinlediğimiz, kulak misafiri olduğumuz birçok insanın henüz tehlikenin farkında olmadığını görüyoruz.
Bazılarının da yakını veya kendisi takibe uğradığı için, -pişman olup devletinin yanında yer alması, varsa bildiği itirafçı olması gerekirken- , hâlâ bunun bir terör örgütü olmadığı, bir hizmet(!) grubu olduğuna ilişkin kanaatini sürdürdüğü anlaşılıyor.
Bazıları da siyasi sebeplerle, iktidara karşı olduğu için “bırak ne halleri varsa görsünler” mantığı ile; geçmişte şöyle olmuştu, geçmişte böyle olmuştu, göz yumulmuştu, bunu yapanlar cezasını çeksinler (!) düşüncesiyle hareket etmektedirler…
Şimdi bunları tartışma zamanı değildir! Olayın bütün yönleriyle öğrenilmesi, kavranması, ülkemizi ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri bakımdan kuşatmış olan emperyalist güçlerin oyunlarını bozacak dayanışmayı ve birlikteliği gösterme zamanıdır!
Biz böyle deyince, iktidara karşı olanlar, bizi siyasi davranmakla, iktidara şirin görünmekle itham etmektedirler.
Bu yaklaşım kesinlikle doğru değildir, kimseye şirin görünmek gibi bir derdimiz yoktur; buna gerek de yoktur, ihtiyacımız da yoktur. Bu ithamlar, asıl taraf olanların konuyu sulandırma gayretlerinden başka bir şey değildir.
1963 yılından beri istisnasız her hükümet ve iktidarla önemli devlet kurumlarıyla iş birliği yapmış olan Fetö, Amerika, İsrail ve İngiltere destekli, Almanya korumalı tehlikeli bir yapılanmadır.
Ülkeleri, özellikle Türkiye’yi içeriden teslim alma ve “vur indir!” denilince devletin her kesim ve kademesine yerleştirdikleri kendilerine ölümüne bağlı elemanlarıyla “vurup indirecek(!)” kadroların teşkilatıdır.
Adı geçen ülkeler, Fetö aracılığı ile kırk elli yıldır ülkenin bütün icraatlarını ve siyasetini denetim altına almışlar; bu nedenle ülkemiz çok sayıda badire atlatmış, kalkınmamız engellenmiş, birlikteliğimiz bozulmuş ve iç barışın temeline kibrit suyu dökülmüştür.
Sokağa dökelim; sonra gizli hücreleri harekete geçirelim ve sokakları provoke ederek kan gölüne çevirelim… Arkası gelir; meselâ NATO’yu göreve çağırırız falan, filan…
Bilmem anlatabildim mi! Bu nedenle diyoruz ki oyuna gelmeyelim; sokak çağrılarına ilgi göstermeyelim…
(Abdullah GÜLAY/ Eğitimci-Yazar)